
Edebi eserleriyle Türk edebiyatına damga vurmuş isimlerden biri olan, öykü ve roman yazarı, şair Sait Faik Abasıyanık 1930 yılı Eylül ayında Hür gazetesi’nde yayımladığı yazısında Kartal ilçesinden şu sözlerle bahsediyor.
Kartal ilçesi’ni ” Burası köy değil, nahiye değil, kaza merkezi: Koskoca bir kaymakamlık…” başlığıyla kaleme döken Sait Faik Abasıyanık, 30’lu yıllar Kartal’ı için şu ifadeleri kullanıyor;
“Yakacıktan inen asfalt yol, şimendifer köprüsünün altında bitiverince içinizi en kör bir azap kaplar.
Kapılarının önüne tütünlerini dizmiş muhacır(1) evlerinin içini göremezsiniz. Karanlık o evlerin içinde pupa yelken… Ne bir parçacık rüzgâr, beyaz örtü kımıldatır, ne bir damla güneş, sıvaları düşmüş bir aynada pırıltılı bir yüzü aydınlatarak oynar.
Tozlar, tütün demetlerinin arasındaki kaplamalardan en küçük bir sarsıntı ile buhar haline gelir.
Şimendifer köprüsünden koca, içi boş çınara kadar kapı önlerine dizilmiş çocukların topraklarla oynadığı, tozlarla, korkunç kokulu tütün demetleriyle kucaklaştığı görülür.
Kartal bir kaza merkezidir. Koskoca bir kaymakamlıktır.
Çamaşır sularının döküldüğü gölgeliklerde çubuk içen ihtiyarlar, yangın yerlerinin baldıranları, ısırganları arasında havlayan köpeklerle çocuklara çıkışıyorlar ve sonra ağızlarından buram duman çıkıyor ve sonra gene bir otomobil geçiyor.
Ev kaplamalarında, tütün demetlerinin arasında, her göze görünür bir delikte aynı halka halka, dağılmayan, yayılan tütün kokulu bir toz fırtınası…
Kartal, bir kaza merkezidir, İstanbul’un yakın bir kaymakamlığıdır.
Bereket versin denize. Güneşin içinde tertemiz pırıldayan adalarla Anadolu sahili arasında uzanan masmavi su kitlesine. Bereket versin ona… Yoksa Kartal, bu pisliği içinde günün birinde değil yalnız evleriyle, çocuklarıyle, merkepleriyle, ihtiyarlarıyle toz haline gelecek.
Sabahleyin o zifir kokulu evlerden fırlayan taze çocuklar güneşin ve denizin içinde geceleyin aldıkları zehiri boşaltıyorlar, temizliyorlar. Bereket versin denize…
Kartal bedbaht bir kaza merkezidir, tozlu pis berbat bir kaymakamlıktır. Ve bu kaymakamlığın İstanbul’a bir saat mesafesi vardır. Pislikten, tozdan âdeta nefesleri, sesleri tutulmuşa benziyen zavallı Kartal halkı donuk bir lâkaydi(2) içinde oturuşup çubuk içiyorlar.
Biliyor musunuz, Kartal koskoca bir kaza merkezidir.”
Sait FAİK, Hür Gazete, 10-09-1930.
Kaynak : (1) göçmen, (2) vurdumduymazlık
Haber : Gökhan İlhan
Haber Fotoğrafı : Ara Güler